27 Mayıs 2012 Pazar

"Bazı şeylere iyi olmak yetmiyormuş"

"Bazı şeylere iyi olmak yetmiyormuş"

"Bazı şeylere iyi olmak yetmiyormuş" -  "Sen çok iyi birisin" denince bir an için umutlanan, fakat  "ama..." kelimesinin hemen ardından insanın hayal kırıklığı sonrası acı tespitidir...

O an geldiğinde, binlerce kelime uçuşurken aklında, bir tanesini bile sıralamaya gücün yoktur;
Bir de "Söz gümüş ise, sükut altındır" derler utanmadan!
O marifet zannettikleri, artık içinde olan en büyük pişmanlığındır...
Sessizlikten kulakların patlarken öyle bakarsın, onun seni konuşmadan da anlayabileceği ümidiyle, ama hic anlamaz, belki de anlamamazlıktan gelir...
Sonra geç kalmış kelimelerin yürek karasını yaşarken, hep dışlanmışsındır hayattan, bir yağmurlu pazar günü gibi...

Aslında biliyordun böyle olacağını! İtiraf et! 

Gözleri uzaklara dalardı, bir telaş sarardı onu, kelimelerle oynarken uzaklaşırdı ruhu yanında olan bedeninden; Eline dokunurdun, ürkerdi, bir de bir gülücük kondururdu bunların üstüne...
Sen içini avucuna dökerdin, parmaklarından akıp giderdi...
Mutluluk diye süslediğin herşeyi ittirirdi sebepsiz yere, çünkü kendini mutsuz olmaya o kadar şartlardı ki. Mutsuzluğu kabullendiği için, ona göre pes etmek çok kolaydı...
Tam hedefe ulaşacakken, yenilmeyi tercih ederdi. Kazancıyla beraber gelen yitirme korkusuna katlanamazdı, çünkü bir "Keşke"ye daha yer yoktur onun kalbinde...

Fakat o kendi incinmiş yüreğini bunlarla meşgul ederken, çok önemli bir ayrıntıyı dikkate alamadı...

Sen onlar gibi değildin! 

Sen onun tüm acılarını omuzuna yükleyip, her gece o titrek sesini duyduğunda sol yanını okşarken; pencereye çarpan yağmurun eşliğinde, gözlerinden akan yaşların ağızına damlayıp, verdiği acı tatta, bir dua daha dökülürdü dudaklarından...

Ve şimdi enkazlarin önünde dururken, o kadar çok pişmanlıkların var ki...
Meğer sen onu kaybetmekten korkarken, kendini kaybetmişsin...
Yazdığın her satıra uygun cümleleri seçip, seçtiğin her cümleye doğru kelimeleri bulmaya çalısırken, kalemin hakimiyetini yitirdin...

Arkadaşların sana "Çok ince düşüncelisin" derdi, o ise "Çok takıntılısın" diye gülerdi...

Susardın, "Üzülmez" derdi, konuşurdun "Anlamaz" derdi, Hayal kurardın "Baskı" derdi, Yanında olurdun "Yalnızlık" derdi. Ona doğru attığın her adım, seni ondan daha çok uzaklaştırıdı...

Canı sıkkın ve konuşmak istemez. Yine mi?  Buna da dayan, ilk defa gelmiyor başına... 
Sürekli böyle yapmaz miydi? Bir vardı, bir yoktu; Bir masal gibi. Küçüklügünde de severdin masalları, hatırlıyor musun? 
Mutlu sonları vardır, finalinde hep iyiler kazanırdı...
Yum gözlerini, hayal et...

O susar, kuşkulara kapılır, hayata hakaret edercesine. Öyle anları olur ki, bütün dünya sadece onunla uğraşıyor gibi gelir ona. Onu rahat birakın, ruh körü olmuştur o, ona uzanan elleri görmezden gelir...
Bazen önünde dururken yakasından tutup "Kendine gel!" diye bağırasın gelirdi, "Bu gerçekten sen misin?" diye haykırmak, ağlamak...Ama oda hep sessizdi.

Defalarca kırardı, sen ise sadece burkulurdun onun yerine; Karanlığa hapsederdi, gündüzü hayal edipte geceye tahammül ederdin; Uzaklara giderdi özlemenin güzelliklerini keşfederdin; Kaçardı, yakalamaya çalışırken yere düşerdin bir çocuk gibi, sadece dizin kanardı, silkinip tozdan yine kalkardın; Bu sefer öldürürdü, ertesi gün hep yeniden doğardın sessizce...

Ve artık buradasin, başarıyla hayattan intikamını almasını ayakta alkışlıyorsun!

O sana hep "Duygusal" derdi. Yanılıyordu; sen sadece hayatı yaşayacak kadar cesursun! 

O ise artık etrafına baktığında yanında görmek istediklerini bir bunalımla kendi elleriyle hayatından çıkaracak kadar savurgandı...

Bazı şeyler için iyi olmak yetmiyormuş,doğru! Ancak kötü olmakta yetmiyormuş demek ki!

Yasemin GÖKER

11 yorum:

  1. Yazınızdan kendim için çıkardığım pay ve şuan uyguladığım bir gerçek var.İnsan iyi olmaya devam etmeli. Düşünceli olmalı, düşünmeli. Ama seni duygularını yaşadıklarını anlamayanlara yada anlamayabilirler ama o yaşadıklarından kurtulmaya çıkmaya çalıştığında sana köstek olan ki maalesef en yakındakiler olur,ilk onlardan kurtulmaya bakacaksın sana her ne derlerse. Çünkü kötü olan onlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Size katiliyorum ; Zira kötülügün etkisiyle iyiligin etkisi kesinlikle bir olmaz; Nitekim degerleri de asla bir degildir...

      Sil
  2. seni anlamayanları çıkar hayatından.ne kadarını çıkarabiliyorsan.

    YanıtlaSil
  3. Yanıtlar
    1. Evet, hepimiz icin aynisi gecerli. Dünyadaki amacimiz zaten bu degil mi? Kötülüklerden kacinip, daima iyilige yönelmek. Er ya da gec "herkes ektigini bicer" dememis atalarimiz bosuna. :) Ben de buna inananlardanim.

      Sil
  4. Ne güzel bir yazi olmus, nekadar gercek, nekadar aci : ( Zaten asil söylenecek söz o "ama" dan sonra baslar, önce söylenenlerin hepsi bostur : (

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cok tesekkür ederim! :) Evet, katiliyorum. Bir cümle icerisinde "ama" kelimesi kullaniliyorsa, önceki söylenenlerin hicbir hükmü yoktur. Kelimeleri süslmekten öte birsey degildir özünde...

      Sil
  5. Ne güzel sözler bunlar vede cok dogru.. Begendim gercekten!

    Bende benim bloguma beklerim :)
    Sevgiler
    Seda

    http://bouquet-defleurs.blogspot.de/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cok tesekkür ederim; Begendigine gercekten cok sevindim.
      Ben de senin blogunu cok begendim. Hemen üye oldum hatta. :)
      Basarinin devamini dilerim. Sevgiler, Yasemin

      Sil
  6. "Hayatı yaşayacak kadar cesur olmak" başarması en zor şeylerden biri.
    Kimi zaman aptallıklara da balıklama atlamakla sonuçlanan, ellerine sağlık...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne kadar güzel tasvir etmissiniz "Kimi zaman aptalliklara da baliklama atlamakla sonuclanan". Evet, bu söz beni anlatiyor olsa gerek. Tesekkürler. :)

      Sil