"Uykusuzluktan gözlerim yanıyor, ama uyuyamıyorum...
Saat kaç bilmiyorum, ama birçok şeye geç kalınmışlığın kekremsi tadı var damağımda.
Onların yırtılmış ruhlarını dikmekten parmağım nasır tuttu. Eskisi kadar yumuşak değil parmak uçlarım; Aynaya bakarak yüzümü okşarken farkettim...
Bir kere de "Sen nasılsın?" diye sorsalar ya bana; Sanki hiçbir zaman solmayacakmışım gibi...İşte ben de bu yüzden Sonbahar'a aşığım...
Gökyüzü yine ağlarken genç kız gri kaldırımlarda cesurca karanlığa doğru adımlarını atıyordu. Korku denilen duygu hafızasından silinmişti sanki. O artık bir süper kahramandı. Seksi taytlısından değildi belki, ama yüreklisindendi şüphesiz. Herkes dünyayı kurtaran adamı bulmuşken, o yağmurdan ıslanmış pelerinini yerlerde sürükleyerek arkasından çekiyordu.
"Boşver" dedi s e s s i z c e kendi kendine. Bir an için duraksadı. Kafasını bir sağa bir de sola çevirirken, etrafında kimsenin olmadığını farkederek rahatladı. Hayır, insanların düşünceleri pek umrunda da değildi hani, ama...Bir de şu "Ama"lar olmasa. Dünyanin en gereksiz kelimeler kategorisinde birinciliği kazanabilirdi kuşkusuz. "Keşke" de o cinstendi tabii. Hele "Herşey olacağına varır" gereksiz cümlelerin en önde gideni, hatta küfürdü belki. Neyse. Hayırlısı olsun.
...Mutluluklarımı hep buruk yaşarım. Hiçbir zaman mutlu olduğumu bilmem, ancak her daim bir zamanlar mutlu olduğumu hatırlarım"
* "Show me a hero and I'll write you a tragedy." F. Scott Fitzgerald
Yasemin Göker