5 Ağustos 2012 Pazar

Bu akşam kendimi kutladım; Hem de tek başıma

Bu akşam kendimi kutladım; Hem de tek başıma

Bu akşam kendimi kutladım; Hem de tek başıma.
"Yalnızlık" diye küfretmem ben bu halime, zira ben yalnız değilim. Bu gece ne bir ses vardı, ne de bir renk; Yalnızca ben. Kapakları özentisiz basılmış, kalitesiz kağıtlarının silik harflerle süslenmişliğinden ötürü okumakta zorluk çektiğimiz korsan kitaplar aleminden çok öte bir dünyacık bu; Benim dünyam.
Oturdum deniz kıyısına.
Gece o kadar ağır çökmüştü ki üstüme, neredeyse ellerimle dokunacak gibiydim. Islak kumu süslerken küçücük rengarenk taşlarla, bir de çomakla suya harfler yazmayı denedim. Olmadı; Olmaz tabii. Nedir bu aptallık? İmkansızlığın farkındalığında, sonu belli olan birşeyi yine de ısrarla denemek? Mantık konuşsa da, gönül susturmasını bilir; "Bu sefer ya olursa?" diye fısıldar henüz masumiyetini yitirmemiş meraklı bir çocuk gibi. Ama uzun sürmez, terbiye edilir içimizdeki yetişkin dev tarafından.
Deniz taşacak gibi oldu bir an. Dalgalar bir gelip, bir kaçarken daha önce kuma yazdığım taştan harfleri de içine alıp, sildi. Fakat üzülmedim, üzülemedim.

Aay,05/08/2012
Yasemin GÖKER