3 Ekim 2012 Çarşamba

Çok yüksekten düştüm ben...

Çok yüksekten düştüm ben...

Sadi-i şirazî (İ
ranlı şair) : "Aşka uçma kanatların yanar" 


Hz. Mevlana : "Aşka uçmadıktan sonra kanatlar neye yarar?"


Benim de kanatlar
ım vardı; Ne bir melek, ne de bir kuş misali. Daha ziyade kozasından çıkan bir kelebek gibi. Etrafımı ördüm, içine saklandım. Çok zaman aldı ama ben sabrederek büyüdüm. Vaktim doldu. Kozamı parçaladım ve uçtum; Malum küçücük ruhumu aşan meçhul yükseklere...

Söylemeye cesaret edemediğin her kelimenin sessizliğinden beterdir, söylemiş olduğun her kelimeye rağmen geriye kalan sessizlik; Orası son duraktır; Bilirsin. Birinin bavulunu eline almış, parmaklarıyla sımsıkı tutup, raylarda beklerken, mutluluğun hızlı tren gibi yanıbaşından geçtiğini görürcesine..

Sahi kaç gün geçmişti mutluluğu terkedeli? Peki ya kaç gün olmuştu mutluluğun onu terkedeli?
Bazı şeyler artık o kadar uzakta kalmış gibiydi ki, kendisi bile yaşananlardan kuşku ediyordu. Gerçek miydi tutunmaya teşebbüs ettikleri?
Hatırlamak için telefonu eline alıp, bir numara çevirdi. Rehberine bakmaya gerek yoktu, zira numarayı her rakamına kadar ezberebiliyordu; Ezberi kuvvetliydi kuşkusuz. Telefon ilk kez çalarken, bir an için soluksuz kaldıİkinci kez çalarken hala nefesini tutuyordu. Üçüncü kez çalarken nefesini saldı. Dördüncü kez  çalarken telefonu uzağa tuttu; Artık arama sesi boğuk geliyordu. Bir an için rahatladı, yakınına tutmaya tahammülü yoktu çünkü. O "Dıt" sesi duvara bir çekiçle binlerce çivi vurulurcasına başını ağrıtıyordu. Öyle bir nefretti bu. Beş kere çaldı, altı kere, yedi kere, sekiz kere, dokuz kere. Onuncu çalmadan sonra birden "Tık" diye bir ses geldi, kalp atışlarının daha hızlı çarpmaşıyla beraber telefonu kulağına getirmesi bir oldu ve heyecanla "Nasılsın?" deyişini bir milisaniyesi içinde farklı ses tonlarda kafasında tasarlarken, banda kaydedilmiş bir kadın sesinin "Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor, lütfen daha sonra yeniden deneyin" demesiyle hayal kırılığına uğradı...
Yine.
Sustu. Üstelik telefonunu sessize aldı
...
Sahi kaç gün geçmişti mutluluğu terkedeli? Peki ya kaç gün olmuştu mutluluğun onu terkedeli? 

Çok yüksekten düştüm ben. Yağmura yakalanıp, kanatları birbirine yapışan bir kelebeğin can çekişi gibi...

Yasemin GÖKER

2 yorum:

  1. Çok güzel bir yazı olmuş. Zevkle okudum. Sürükleyici bir roman havasında...

    YanıtlaSil